Çocuklara bilim denilince aklınıza gelen nedir diye sorduk ve iki popüler cevap aldık: Araştırmak ve eğlenmek.
Evet, çocuklar için bilim araştırmak ve eğlenmek demek çünkü bilimin temelinde ne varsa çocukların yaradılışlarında da o var: Merak etmek, soru sormak ve keşfetmek. Sizi çileden çıkartırcasına, durmak bilmeden soru sordukları ilk zamanları düşünün.
-Anne bu ne? Sifon yavrum. -Sifon ne demek? Neden sifon? Nasıl çalışıyo?
-Baba buzdolabının ışığını kim açıyo?
-Televizyondakiler de bizi görüyo mu?
Aslında her sordukları soru onların hayatı anlamlandırabilmesi için gerekli olan sorular. Bilmiyorlar ve haliyle merak edip soruyorlar. Bu da aslında insanoğlunun bugün geldiği noktada olabilmesinin ilk adımı değil mi? Sonuçta bilim insanları konuya ‘her şey bir maddedir ve her madde taneciklerden oluşur ama en küçük tanecik ne ola ki?’ diye başlamadılar. Onları bugün bilim insanı yapan şey çocukluklarından getirdikleri ve asla kaybetmedikleri merakları oldu.
Peki, biz çocuklarımızın merakını nasıl canlı tutarız ve onlara bilimi anlatabiliriz?
Mutfağa çocuğunuzla birlikte girin.
Evet. Mutfak aslında çocuğunuzun merakını tazelemek, sorularına cevaplar bulmak, yeni şeyler keşfetmek için adeta bir altın madeni. Suyun kaynaması/soğuması/donması, yağın erimesi, buzdolabındaki magnetler, kaşıktaki yansıma, bardaktaki kırılma ve daha niceleri. Birlikte gözlemlemek ve somut yaşantılar kazanmak için harika bir fırsat. Üstelik işlerinizi de aksatmak zorunda kalmayacaksınız :)
Yağmur çamur dinlemeyin birlikte doğa yürüyüşlerine çıkın.
‘Doğa mı, her yer bina’ dediğinizi duyar gibiyim. Efendim, doğa yürüyüşünden kastımız biraz ağaç, birkaç bitki, renkli yapraklar, ufak böcekler, değişik hava şartları. Çocuğunuza keşfin kapılarını açıp, yaşamı pembe yanaklarında hissettirmek için vazgeçilmez!
Oyunlarına katılın, birlikte oyunlar oynayın.
Oyuncaklar ve oyun. Çocuğun en çok zevk aldığı ve en etkili öğrenmeyi yaşadığı anlar. İnşa ettiğiniz bloklarla dengeyi, arabalarla hızı, trenlerle uzunluğu, köprülerle ivmeyi, yüzdürülen gemilerle suyun kaldırma kuvvetini… Daha nicelerini sayabiliriz. Oyuncaklar ve oyun. Unutmayın, çocuk oynarken her şeyi en basit haliyle anlatabilirseniz ve oynamaya doyamadığı oyuncakları sayesinde öğrendiklerini asla unutmaz.
Konuşun.
Elbette ki sessiz geçen mutfak saatleri, kuru kuru yürüyüşler, sıkıcı oyunlar çocuğa bilim insanı olmanın kapılarını açmaz. Onun sorularına cevap vermeye ve onunla birlikte öğrenmeye açık olduğunuzu gösterin sevgili anne ve babalar. Eğer olur da o soru sormazsa siz sorun, içindeki öğrenme aşkını harekete geçirecek bir şeyler bulun. Birlikte araştırın, öğrendiklerinize şaşırın, heyecanını paylaşın. Ne kadar içselleştirirse o kadar kalıcı olur unutmayın.
Merakınızın hiç sönmemesi dileğiyle,